Tüm ekonomik sıkıntılara rağmen yaşamımızın devam ettiği (!) bu günlerde, seçim profagandaları arasında, şaşkınlıkla bazen de hayretle olanları izlemekteyiz.

Batı devletleri, başta PKK ve diğer terör örgütlerine gerek askeri, gerekse malzeme yönünden desteklemeye devam eden Amerika olmak üzere iktidarda olan  cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı desteklemekte, ona çeşitli vesileler ile bir takım övgüler yapılmaktadır.

Onun, İslam ülkelerini halifesi olmasını istemektedirler.

Dünya devletleri arasında İslam ülkeleri tüm zamanlarda Batı ülkelerinin geçim kaynağı olmuştur. Gelişen ülkelerin en büyük yatırımları, ticareti ve pazarı islam ülkeleri olmuştur. 199 ülke üzerinde yapılan çalışmaların sonucuna göre, 27 ülkenin resmi dini İslamiyet’tir.

Türkiye,batı ülkeleri ile gerek coğrafi yönden gerekse tarihi yönünden bir köprü olmuştur. Büyük kurtarıcımız Atatürk’ün attığı temeller ile büyük sıkıntı içinde olan bu devletler, Atatürk ilkelerinin aksine hareket eden, İslamiyet’i ön plana çıkaran, Atatürk düşmanlığını yerleştirmek için her türlü davranışlarda bulunan, şeriatla idare edilmeyi isteyen cumhurbaşkanımızı destekleyerek Türkiye’yi kendilerine bağımlı bir hale getirmek istemektedirler. Çünkü Türkiye’nin İslam cumhuriyeti olması onların asıl hedefidir.

Erbakan’ın kurmuş olduğu “milli görüş” cephesi için bir araya gelerek Türkiye’mizin şeriat ve ılımlı İslam cumhuriyeti olması için and içenler ortadadır.

Başta cumhurbaşkanımız ile eski Ankara büyükşehir belediye başkanı Melih Gökçek ile cumhurbaşkanımızın emrinde çalışarak, çeşitli oyunlarla, kendilerine siyasi partiler kurarak seçimlere girmeyi, hatta gene kendi aralarında diğer partilerle birleşerek muhalefet olarak bir araya gelenler, yapılacak olan seçimlerde birlik olmak istemektedirler.

Cumhuriyet halk partisi ile İyi parti, seçimlere ayrı olarak katılmalıdırlar

.Bu iki partinin beraberliği de olabilir.

Cumhuriyet Halk partisi, ve İyi partinin diğer “milli görüş” cephesi ile beraber olmaları, bu vatan için asla hayırlı olmayacaktır, olamaz da..