Toplumların gelişmeleri, bireylerin iyi bir eğitim almalarına, dolayısı ile üretimin artmasına gelirlerinin yükselmesine sebep olmaktadır.

İyi bir eğitim alan bireylerin oluşturduğu toplumlar, bulundukları toplumun haklarını savunmada faydalı olacaklardır.

Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Mustafa Kemal Atatürk, eğitime çok önem vermiştir. Öncelikle, Arap harflerini, Osmanlıcayı kaldırıp, latin harfleri ile yazı yazmayı toplumumuza göstermiştir.

Savaştan yeni çıkan toplumumuzu yeni okullar açarak, yurt dışından eğitmenler getirerek bireylerin eğitim düzeylerini yükseltmeye çalışmıştır. Lisanımızda yer alan Osmanlıca terim ve kelimelerin yerine yeni ve öz Türkçemiz ile düzenlemeler yapmıştır. Dini öne çıkararak, bireylerimizin yaşam biçimlerini değiştirmeye çalışan tüm batıl inançlara karşı çıkıp, medreseleri, tekke ve zaviyeleri kapatmıştır.

Ve yeni bir Türkiye yaratılmıştır.

Değişik örf ve adetleri ile, değişik ırk ve soydan gelen milletimizin idaresini alan iktidarların, Atatürk’ün bize gösterdiği yolun dışına çıkarak, eskiye dönüşmemizin sağlanması amacı ile eğitim sistemimizi çürüterek, toplumumuzu, eski günlerde ki gibi din mefhumunu baskı şekli haline getirmenin tek sebebi, başta ki iktidarın, milletimizi cahilleştirerek etkisi altına alma amacıdır.

Bilgisiz toplumlar, bilgisiz kurumlar, bilgisiz bir millet yaratır. Öncelikle, gençlerin kendilerini bilgilendirerek aydınlaşmasını önlemek amacı ile bulundukları okulları din eğitimi ağırlıklı eğitim ocaklarına döndürmekle başlanır. İmam hatip okullarına dönüştürülür. Meslek okullarına önem verilmez.

Bilgilerin körleştirilmesinin yanı sıra üretimi de, kalkınmayı da böylelikle yok etmiş olurlar. Amaç sadece kendi çıkarlarıdır. Çıkarları için görevlerini hakkı ile yapan vatanseverleri, su’dan sebepler ile tutuklatırlar.

Böylelikle, cahil, her şeye boyun eğen bir toplum yaratılmış olur.