Ülkede bir seçim yapıldı iki defa sandıklar kuruldu kazanan kazandı eski bir halk deyimi var iş bittikten sonra evli evine köylü köyüne derler. Ancak bu sefer öyle olmayacak.
İktidar çok umut vermedi. Muhalefet kanadı ilk saatlerde birlik ve beraberlik mesajı verdi önümüzdeki günlerde ne yapacakları nasıl bir tutum sergileyecekleri göreceğiz
Ancak dünyada gidişat böyle değil her gün değişiyor değişmeyen tek şey bulunduğumuz dönem ve yakın gelecekte ulus Devletler hızlı bir şekilde Tarihi maratonu kayıp etmeye başlayacakları görünüyor. Teknolojinin gelişimi ile birlikte Emek ve sermaye çatışması beraberinde ulus devletleri meydana getirmiş ve ulus devlet yapısı ve hak arayışı emperyalizmin önünde her zaman engel olmuştur. Türki ye Cumhuriyeti hariç tam olarak düşünüldüğü gibi Ulus devlet kurulmamıştır. Ancak var olan Bu tür ulus devletler günümüz teknolojik Devriminin ve küresel ekonominin rekabetine dayanamayıp; ulusal egemenliklerini de büyük ölçüde yitirecekleri ve yitirmek için ciddi planlar yapılıyor olması; bunun ne kadarını başaracakları şimdilik tahmin etmek için çok erken zaman gösterecek o halde Ülkemizi yönetenlerin çok daha dikkatli olmaları gerekiyor. Kanaatindeyim
Ulus Devletlerin ayakta kalmaları için Ulus ve uluslararası düzeyde gerçeklere dayalı sağlam politikalar üretebilmek ve bu politikaları uygulaya bilmekle mümkündür. Bunları gerçekleştirmek için Ulusal güvenlik ve ulusal devlet yapısına yönelen tehditleri ve bu tehditlerin hangi kaynaktan gelebilecekleri çok iyi algılayabilmek ulus Devletin karşı karşıya olduğu fırsatlar ve tehditleri önceden görmek doğru analiz yapabilmek için iyi yetiştirilmiş insan gücüyle ancak mümkündür. Devlet olmanın gereği bunu yapmaktır.
Türkiye; yi etnik ve dini ayrışmalara bölmek isteyen Egemen güçler içerde ve dışarıda; ki yardakçıların yardımıyla politikaları Ulus Devletlerin Bankaları, Madenleri, Haberleşme ve Enerji sistemlerini Rio- Tinto ve Citibank gibi uluslararası sermayeli kuruluşlara ve bu şirketlerin başında bulunan uluslararası istihbarat servislerine teslim etmektir. Bu tür hesapları akılcı bir şekilde hesap etmeden yer altı ve yer üstü zenginlikleri bu tür kuruluşlara devreden bir ulus yöneticileri nasıl kusursuz bir dış politika izleyeceği ve caydırıcı bir Askeri yapılandırma gerçekleştireceğini varın siz tahmin edin.
Türkiye, ye dönersek uzun sureden beri Türkiye Cumhuriyeti Ulus Devlet yapısına en büyük tehdit devletin kendi kurumları ve kurumlarını yönetenlerden gelebileceği görülmekte. Oysa başından beri Türkiye Cumhuriyeti temelleri Türk kimliği üzerine kurulmuştur. Ancak arı bir şekilde düşünülmemiştir. Sınırları beli olan toprak üzerinde yaşayanların yasalar karşısında eşit olması şeklinde tasarlanmıştır. Mustafa kemal ATATÜRK önderliğinde başlayan milli mücadele her ne kadar mazlum milletlerin aydınlık meşalesi olmuşsa sınırlar ötesine ihraç edilecek bir yönetim biçimi değildir Türkiye Cumhuriyeti kuruluş felsefesinde (İZİM) yoktur. Bilim ve Akıl vardır. Akıl ve Bilime dayanmayan hiçbir yönetim biçimi ebedi kalamaz kısa sürede yok olmaya mahkûmdur.
Değerli okurlar beğenir ya da beğenmezsiniz onaylar veya onaylamazsınız. Ülkenin bütünlüğüne bu kadar saldır çok fazla giderek artıyor Ülkenin yapısını bozduğumuzda bir daha inşa etmemiz mümkün olmaya bilir çünkü müsaade etmezler bütün dert davaları budur. Onun için vatandaşlık eşitlik ister Ülkeye sahip çıkmayı bir borç bilir. Acı olan hala bunları konuşuyor olmamızdır. Saygılarımla…