Milas Çizgi

SİYASETTE SAHTEKARLIK (!)

SİYASETTE SAHTEKARLIK (!)
Süt Birliği
Müfit DemirkolTÜM YAZILARI
81 okundu Okundu
12 Eylül 2023 - 9:14
Süt Birliği

Siyasi emellere ulaşmak için meşru araçlar olarak kullanılan gizlilik ve kandırma, yani kasıtlı sahtekârlık ve açık yalan, yazılı tarihin en başından itibaren yaşamımızda olmuştur… Doğruculuk hiçbir zaman siyasi erdemler arasında sayılmamış, yalanlarsa her zaman siyasi meselelerde kullanımı savunulabilir araçlar olarak görülmüştür.

Siyasetçinin eylemini belli bir hatırlanma çerçevesi içine alma gayesi, olgulara müdahale edilmesini kaçınılmaz kılar. Olguların gerçekliği, türlü vasıtalarla yalanlanabilir.

Tarihçiler, açık seçik olguların bile hassas bir dokuya sahip olduğunu bilirler. Doku hassastır; çünkü şahsi yalanlarla delinebilir. Grup, ulus veya sınıfların örgütlü yalanlarıyla paçavraya çevrilebilir. Başka bir sürü yalanla halının altına itilebilir, çarpıtılabilir, inkâr edilebilir veya tamamen unutulmaya terk edilebilir.

Yalanlar çoğu zaman gerçeklikten çok daha makul, akla çok daha yatkındır, çünkü yalancı, izleyenin ne duymak istediğini ya da nasıl bir beklenti içinde olduğunu bilmenin sağladığı büyük bir avantaja sahiptir. Yalancı, toplumun tüketimine sunacağı hikâyesini hazırlarken, hikâyesinin inandırıcı olmasına özellikle dikkat etmiştir. Oysa gerçekliğin bizi hiç ummadığımız şeylerle karşılaştırmak gibi rahatsız edici bir alışkanlığı vardır ve biz her seferinde buna hazırlıksız yakalanırız.

Gerek iktidar da bulunan siyasetçilerimiz gerekse muhalefeti oluşturan siyasi partilerimizin siyasetçileri, “vaat” niteliğinde (!) birtakım uydurmaları topluma karşı söz olarak verebilirler. Şimdiki iktidarımızda bakanlık, başbakanlık gibi görevler yaptıktan sonra ayrılarak yeni bir siyasi parti ile halkımızın karşısına geçme eylemi de kendi çapında, halkımıza karşı işlenmekte olunan bir suçtur. Neden bu konularda herhangi bir açıklama yapılmamaktadır.?  Yapılacak açıklama, suçlamalar yapılan iktidara mı, yoksa kendilerine karşı bir hata mı olacaktır.?

Yalan sanatının ikinci yeni çeşidi ise, hükümete üniversitelerden ve çeşitli düşünce kuruluşlarından getirilen, yüksek donanımlı ve bu nedenle kendilerini her sorunu çözmeye muktedir gören insanlar tarafından üretilir. “Sorun-çözücüler” olarak adlandırılan bu kişiler, kendi kararlarından neredeyse hiç kuşku duymayacak kadar muazzam bir özgüvene sahiptirler. Kendilerini sadece geleceğin değil geçmişin de efendisi olarak görmeye meyyaldirler; her duruma uygun hedefleri, her hedefe göre hazır senaryoları bulunur ve bu senaryoları gerçekleştirmek için bazı gerçekleri görmezden gelmek, değiştirmek veya çarpıtmaktan sakınmazlar.

Gizliliğin ve kandırmanın her zaman önemli bir rol oynadığı siyaset alanında kendini-kandırma en önemli tehlikedir; çünkü kendini-kandıran kandırıcı, sadece onu izleyenlerle değil, gerçek dünyayla da tüm irtibatını kaybeder.

İktidarın özgürlüğü ve bilgiye erişimi baskılama gücüne bağlı olarak, bir olgu halkın gözünden saklanabilir veya farklı bir formda sunulabilir. Yalanın olanakları genişleyebilir, teknikleri daha ikna edici bir boyut kazanabilir ve hatta siyaset bir bütün olarak bir yalanın emrine amade kılınmış da olabilir. Ama yalanın sistematiği ne denli gelişmiş olursa olsun, bir olguyu tamamen insanların zihninden çıkarmak mümkün olmaz. Halkın bu ve bunun gibi yalanlara tahammülü kalmadığında da kazana genelde halk olur.

Yalan ile halkın güvenini ve oylarını kazanmaya çalışanların sonları, bir ayaklanma, ya da bir ihtilal şeklinde mutlak son bulur.

REKLAM ALANI

(336x280px)

Anasayfa Sağ Bloka Esnek veya Sabit ölçülerde SINIRSIZ reklam alanını şablon olarak ekleyebilirsiniz. Şuan örnek olarak sadece 2 reklam kullanıldı.
POPÜLER FOTO GALERİLER
POPÜLER VIDEO GALERİLER

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.

Araç çubuğuna atla