Bu senaryo tam 107 yıl önce düşünülmüş başlatılmış hedeflerinden hiç şaşmamış…
Yıl 1912 Amerikan başkanı Voodrow Wilson Türkiye yi paramparça eden ünlü Wilson ilkelerine adını veren kişidir. Yıkılan Osmanlı Devleti içinde 60 etnik millet ve 20 Devlet çıkmıştır. Bu planı yapanların içerisinden biri olan ABD Başkanı bakın o gün ne demiş
Amerikan kapitalizmin temel hedefi, zayıf ülkelerin hammaddelerini ve ulusal pazarlarını açık birer kapı olarak tutmaktır. Bunun için önce Diplomasi gerekirse zor kullanılmalıdır.
Wilson adıyla anılan bu kuruluştan ödüle laik görülen Dış işleri Bakanlarımız vardır. Wilson’nun 100 yıl önceki planı neydi? Petrol coğrafyasında Ermeni ve Kürt Devleti oturtmaktı. İnce ince hesaplarla daha yeni kurulan Türkiye’ yi bölme ve yutma düşünceleri hep oldu. Ancak Mustafa Kemal ATATÜRK gibi bir Devlet adamının sayesinde kuyruklarını bacakları arasına kısarak gitmişlerdi ama bu bölgeyi hiç unutmadılar. Türkler inanılmaz şartlarda yedi düvele meydan okumuş ve yaptığı kurtuluş savaşında galip çıkmış yepyeni bir Devlet kurmuş buna Türkiye Cumhuriyeti adını vermiş dünya buna Türk mucizesi demiştir.
Türkler artık ulusal kaynaklarına sahip çıkıyor durmadan dinlenmeden fabrikalar kuruyor Uçaklar Arabalar yapıyor madenlerini işletmeye başladıkları gibi petrol aramaya başlamış Eğitim de ve Tarımda hiç kimsenin hayal edemediği kadar yenilikler yapılmış yoluna devam eden bir Ülke İnşa etmişler. 1930’dan sonra kuzu postuna bürünmüş Batılı uzmanlar genç cumhuriyeti ziyaret etmeye başladılar. Her şey yeniden kurulmuşken Batılı kravatlı sırtlanları Ankara koridorlarında boy gösteriyor cirit atıyorlar genç devleti içine sindirememiş Tanzimat kafalı bazı görevliler Ankara’da gezen batılı sırtlanlarla flört etmeye başlıyorlar. 1938’de genç devletin kurucusu ve milletin Önderi Mustafa Kemal ATATÜRK ölümünden sonra geride kalan vatan haini sırtlanlar hemen batı devletlerine koştular.
Gazinin ölümünden kısa bir zaman önce İngiliz ve Fransızlarla yapılan ilk üçlü antlaşmaların üzerinden beş ay geçmişti bu antlaşmalar daha meyvelerini vermemişti ki ardından gelen İkinci Dünya Savaşı süresince ara verildi ise de savaşın bitmesinden hemen sonra Batılı devletler Yalta da oturup yeni bir düzen kurmaya başladılar kurulan yeni düzende artık mühür ABD’nin eline geçmişti ABD Türkiye Cumhuriyeti ile ilk stratejik antlaşmayı savaştan sonra 1947 tarihinde ekonomik iş birliği anlaşması olarak imzaladı ancak bu antlaşma hiçbir zaman Ekonomik işbirliği antlaşmasına dönüşmedi hep stratejik olarak kaldı yani her zaman biz ABD’nin emrinde oyuncak olduk ABD bunu yapar AB durur mu? 1995 yılında tek taraflı Gümrük birliği antlaşması ile Avrupa Ülkeleri Ekonomimize kelepçe vurdu bizi üretimden uzaklaştırarak kendi Pazarı alanı haline getirdi Tarım ve Hayvancılığımızı yok ettikleri yetmezmiş gibi eğitimimize de yok ettiler. Bilimden uzaklaşmak için ellerinden gel ne varsa ardına koymadılar bir yandan bunlar olurken diğer taraftan Tarikat ve cemaatlere para yağdırdılar hiçbiri Bilimsel üretim yapmayan bu yapılar alabildiğince zenginleştiler her biri holdingleşti sonuç ne oldu halk fakirleşti geçinemez oldu sonuç ortada…
Saygılarımla