Milas, en az 5 bin yıllık geçmişi ile bir tarih ve kültür kentidir. İlkçağlarda Anadolu’nun güneybatısında hüküm süren Karia Uygarlığının en önemli kentiydi. Antik çağlardaki adıyla Mylasa, bu dağlık ülkenin batısında, Sodra Dağı’nın eteğinde kurulmuştur.
Muğla ilinin tarihsel açıdan en görkemli mirasına sahip ilçelerinden biri olan Milas’ta Yahudi Cemaati 19. yüzyıl sonraları ile 20. yüzyıl başlarında oldukça etkindi. Ancak Cumhuriyet döneminde yaşanan bir dizi gelişmeden Milas Yahudi cemaati de etkilendi. Cemaat mensupları bu dönem zarfında İzmir, İstanbul gibi büyük şehirlerin yanı sıra bazı Avrupa ülkelerinin ve bu arada İsrail Devleti’nin kurulmasından sonra bu ülkenin yolunu tuttular. 1970’lere kadar Milas’ta Yahudi cemaati mensuplarının yaşadığı biliniyor.
Milas ilçesinin oldukça meşhur olan “salı pazarı” senelerce önemini yitirmeden Milaslılara hizmet vermektedir.
Bu pazarın önemini, seneler öncesinden gelen yaşanmışlara göz atmakla daha iyi anlatıla bilinecektir. Bunun için ise öncelikle Milas ilçesinin tarihini bilmek gerekir.
Öncelikle, Milas ilçemizin yerleşim alanlarına göz atmak gerekir. İlçenin en eski yerleşim yerleri, Musevilerin, Rumların ve Ermenilerin oturdukları mahallelerdir.
Çok yakın tarihe kadar yaşamlarını burada sürdürmekte olan bu etnik grupların bir kısmı İsrail’e, bir kısmı da İzmir ve çevresine göçmüşlerdir. Milas Yahudi Cemaati mensuplarının ilçenin ekonomik hayatında önemli roller oynamışlardır. Cemaat mensupları özellikle manifaturacılık alanında son derece etkinlerdi. Öyle ki 20. yüzyıl ortalarında Milas’taki 45 manifatura mağazasından 42’si Yahudilere aitti. Bunun dışında tenekecilik, mum imalatı, kunduracılık, terzilik, rakı imalatı, kebapçılık, eczacılık, züccaciyecilik, sarraflar, sabun imalatçılığı ile uğraşanlar arasında da pek çok Yahudi bulunuyordu.
İlçenin en önemli caddesi olan “Cumhuriyet Caddesi”, bu gayrimüslimlerin dükkanları ile dolu idi. Bu dükkanlarda ki malların en çok satıldıkları gün ise “salı günü” idi. Milas yöresinde bulunan köylülerimiz ki, bunların geneli “Yörük” kökenliler idi, ektikleri ve ürettikleri malları salı günleri pazara getirerek satarlardı. Köylerine dönerlerken ise cumhuriyet caddesinde ki esnaflardan alış veriş yaparlardı. İşte bu yüzden senelerdir devam eden “salı pazarı” budur.
Seneler önce buralarda yaşamış olan gayri Müslim vatandaşlarımızın çocukları, torunları ve yakınları ecdatlarının yaşadıkları Milas’a gelerek (özellikle salı günleri) yakınlarının yaşadıkları, kendilerinin doğdukları evleri ve mezarlarını ziyaret etmektedirler.
İlçedeki Yahudi varlığının tek somut nişanesi Musevi mezarlığıdır.
Mezarlık 2000’li yılların başında içler acısı bir durumda idi. Kabir taşlarının kimisi parçalanmış, kimisi çevredeki gecekonduların inşasında kullanılmış, bir kısmı da çamurluk bir araziye kaldırım taşı olarak döşenmişti. Dönemin Belediye Başkanı Nevzat Çağlar Tüfekçi’nin girişimleri ile kabristanın etrafı tellerle çevrilerek birkaç ağacın dikilmesi yoluna gidilmişti.
Günümüzde ise mezarlığın etrafı bir duvarla çevrili ve iğreti kapısı açık. Temmuz 2015 itibariyle taşların bir kısmı sapasağlam ancak bir kısmı parçalanmış ya da yazıları silinmiş halde. Mezarlıkta zaman zaman hayvan otlatıldığına ve çevre inşaatlardan betoniyer artıklarının mezarlığa döküldüğü ve bazı mezarları açılarak saygısızca harap edildiği, hatta ne yazıktır ki mezarlar içinde yatanlara da zarar verildiği tespit edilmiştir.
Cemaat mensuplarından bir kısmı halen atalarının mezarını ziyarete geliyorlar. Eğer Milas kaymakamlığı ya da belediyesince önlem alınmazsa Ege’nin en önemli Yahudi mezarlıklarından biri olan bu kabristan yok olacaktır.
Milas Kent Konseyi adı altında kurulmuş olan Milas değerlerini korumak amaçlı topluluk, zamanın Belediye Başkanı Sayın Muhammet Tokat (Milas Kent Konseyi Başkanı) ve ekibi yaptıkları girişimler neticesinde (KUDEP olarak) bu mezarlığın düzenlenmesinin, Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin yetkisi altında olduğu bildirilmiştir. Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin onayının alınma aşamasına kadar gelindiği, ancak günümüzde yaşamakta olduğumuz Filistin olaylarından ötürü başlanılamadığı ve başlanılmasının büyük infial yaratabileceği düşüncesi ile Musevi mezarlığının düzenlenmesi işlemi ne yazıktır ki gerçekleşememektedir.