Milli Görüş Hareketi, 1970’lerin başından itibaren Türkiye siyaset sahnesinde görünmüştür. Bu hareket tarafından kurulan, sırasıyla, Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi ve Fazilet Partisi katı laikçi cumhuriyet rejimiyle sorunlar yaşamış ve laik rejime tehdit oldukları iddiasıyla kapatılmışlardır. Söz konusu siyasi geleneğin kadro anlamında devamı olmakla birlikte ondan ayrı olduğunu iddia eden Adalet ve Kalkınma Partisi ise, kapatma davasına maruz kalmakla birlikte bunca yıldır iktidardadır. Bu amaçla söz konusu partilerin program, beyannameleri, politika ve fiili uygulamaları incelenmiş, ayrıca siyasi anlamda partilerini aşan bir etkiye sahip figürler oldukları için bu iki hareketin liderleri Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan’ın kişisel siyasi arka planı ortaya konmaya çalışılmıştır.

Rahmetli Necmettin Erbakan, Necmettin Erbakan da 1969 seçimlerine katılırken “Milliyetçi mukaddesatçı bir Türkiye yaratmak” sloganını kullanır. Bu slogan ile Almanya, Fransa, Avusturya ve Hollanda’da yaşayan Türklerden para toplanılmıştır. AK Parti, zaman içinde İslamcı söylemin işlevsel yönünü siyaset alanını domine etmek için kullanmaktan çekinmemiştir. İslam’ın politik anlamda araçsallaştırılması anlamında ‘Siyasal İslamcı’ olarak adlandırılabilecek olan bu iki siyasi hareketin daha baskın yönü görüleceği gibi özellikle Osmanlı geçmişine gönderme yapan, milliyetçilik yoğun bir muhafazakârlıktır

Dini duygulara hitap etmek, belli bir oy oranını garantileyen bir durumdur. Üstelik merkezden çevreye doğru dindarlık düzeyi artmaktadır.

Deniz feneri adı ile bilinen ve Türkiye Cumhuriyeti’ni “Ilımlı İslam Cumhuriyeti ” yapılacağı vaadi ile merhum Necmettin Erbakan tarafından toplanılan 50 milyon Euro gibi bir meblağın olduğu ve halen Alman adli makamlarınca incelenmekte olduğu ortadadır. Son seçimlere katılan Fatih Erbakan’ın Kanlıca vapur iskelesinden Paşabahçe yönüne doğru satın almış olduğu milyonlarca para ile satın alınan yalının hangi para ile satın alındığı da ayrıca merak konusudur.

14 Mayıs genel seçimlerinde halen iktidar da olan AKP, rakibi olan CHP’den daha fazla milletvekilliği almıştır. Ama Recep Tayyip Erdoğan yüzde elliden daha az oy aldığı için cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yenilenmesi 28 Mayıs’ta tekrarlanacaktır.

14 Mayıs seçimlerine “millet ittifakı” adı ile katılan 6 siyasinin 2 adedinin AKP partisinin iktidarında ki bakanlar kurulunda görev yapmış olmaları, CHP seçmen oylarındaki düşüşün ana sebeplerinden biri olarak görülmektedir. Ankara eski belediye başkanı Melih Gökçek’in, rahmetli Unakıtan’ın, Bülent Arınç’ın ve Recep Tayyip Erdoğan’ın rahmetli Necmettin Erbakan’ın “milli görüş” olarak nitelendirilen ve Türkiye Cumhuriyeti’nin “İslam cumhuriyeti” olması hayaline destek verenlerden olmaları da CHP siyasi partisinin 14 Mayıs seçimlerinde ki oy kaybının ana temelidir.

Genel anlamda Kılıçdaroğlu’nun kaybının büyük bir nedenine “millet ittifakı” sebep olmuştur denile bilinir mi?