Bugün ülkemiz büyük bir ekonomik sıkıntı içerisindedir. Başımızda bulunan gerek milletimiz tarafından seçilerek Türkiye büyük millet meclisinde, hangi siyasi partiden olurlarsa olsun, milletimizi temsile yetkili kıldığımız siyasilerimiz ile, iktidarda bulunan siyasilerimizin, ülkemizi temsil edebilme özellikleri kalmamıştır.
Vatandaşımızın sıkıntı içerisinde bulunduğu zamanımızda, siyasilerimizin hayal üstü bir harcama ve rant peşinde olmalarının, vatan hainliğinden başka bir tanımı yoktur ve olamaz.
Asgari ücretin, memur maaşlarının, eğitim harcamalarının ve emeklilikte alınan maaşların tespit edilebilmesini, büyük bir sorun olarak milletimize anlatmaya çalışmaları siyasilerimizin, ister iktidarda, isterlerse muhalefette olsunlar büyük bir ayıptır.
Şöyle ki;
En yüksek devlet memuru maaşına endekslenen milletvekili maaşları bugün için 15.000 TL olarak uygulanmaktadır. Aynı anda hem emekli aylığı hem de milletvekili maaşı alan vekiller ise aylık 23 bin 190 TL aylık almaktadırlar. Bu aylık maaşa ek olarak ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine aylık ödenek tutarının yarısı yolluk olarak da ödenmektedir.
Milletvekillerinin görevlerine başlamadan, 3 aylık maaşlarının peşin olarak almaları da ayrı bir çelişkidir. Bunun yanı sıra milletvekillerinin vatandaşın sıkıntılarının yanı sıra sahip oldukları bazı imtiyazlar da bulunmaktadır.
Bugün itibariyle milletvekillerinin 2 yıl vekillik görevi yapmaları emeklilik hakkına sahip olmaları için yeterlidir. 25 yıllık bir çalışma hayatı ve yaş sınırını sağlayan milletvekilleri de hem milletvekili maaşı hem de emekli aylığı alabilmektedirler. Bu yöntemle yüzlerce milletvekili, çifte maaş alırken sade vatandaşın, “T.C. Emekli Sandığı’ndan hem emekli aylığı hem de normal maaş alması hukuken mümkün değildir.” şeklinde siyasilerin ifadeleri şaşırtıcı ve utanç vericidir.
Bu maddi ayrıcalıklardan milletvekillerinin yakınları da yararlanmaktadırlar. Örneğin 3671 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince, milletvekillerinin ölümü hâlinde yakınlarına 12 aylık tutarında yardım yapılmaktadır.
Milletvekillerine bunların yanında başka ayrıcalıklar da sunulmaktadır. Bunların bir kısmı;
1) 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 13. maddesi gereğince milletvekilleri ile eş ve çocuklarına “Diplomatik Pasaport” verilmektedir.
2) Giderleri devlet tarafından karşılanmak üzere sekreter, danışman ve yardımcı personel sağlanmaktadır. (6253 Sayılı Yasa md 30/3 Kapsamında)
3) Mecliste sunulan sosyal imkanlardan (lokanta, berber, sağlık merkezi gibi) yararlandıkları gibi meclis dışında da kamu kurum ve kuruluşların tüm sosyal imkanlarından yararlanabilmektedirler.
4) İletişim ve ulaşım konusunda belli miktara kadar ücretsiz hizmet olanaklarından faydalanmaktadırlar.
Dolayısıyla milletvekilleri için belirlenmiş hak ve ayrıcalıklar demokratik bir görevi yerine getiren kişiler için sağlanacak ayrıcalıkları geçmiştir. Anti demokratik yasalar ve uygulamalarla birlikte milletvekilliği, kolay yoldan geçimini sağlama, eşe dosta maddi olanaklar yaratma, çalışmadan emekli olma yoluna dönüşmüştür.
Anayasanın “Devletin temel amaç ve görevleri” başlıklı 5. Maddesi; “Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.” Şeklindedir.
Anayasanın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10. Maddesi ise; “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” denilmektedir.
Günümüzde ekonomimizin bu denli zayıf olmasında, milletvekillerimizin dışında maalesef devletimizin bakanlarının da ayrı bir imtiyazları ve ayrı bir gelir çizelgeleri bulunmaktadır.
Tüm siyasilerimizin, milletvekillerinin, bakanların ve tüm devleti teşkil edenlerin Cumhurbaşkanlığımız da dahil olmak üzere, en kısa bir zaman içerisinde gerek gelirlerini, gerekse kendilerinin ve yakınlarının servetlerinin derhal halkımıza bildirilmeleri, açıklamaları şarttır.
Bu bir vatanseverliktir. Buna uyulması şarttır.